Puslu ve kirli bir beyaz
Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şeyler bunlar
Sanki kanım kılcallarıma hiç uğramadan ana damarlarımda şöyle bir geziyor ve gidiyor
Ne rüyaya benziyor ne gerçeğe
Geçmiş hayatımının bir gölgesi veyahut yansıması gibi
Tatsız, kokusuz, cansız
Sevgisiz
Çekilip kenara mızmızlanamazsın
Veyahut ağlayamazsın
Az bir zamanı var olmaya ayıramazsın
Sis seni yutar ve kurgulanmış histerik kahkahalarla boğulursun
Burada şaşırmaya yer yoktur
Kalbimi hissetmiyorum
Nefreti bile hissetmiyorum
Hissetmiyorum
Sanki birisi kalbimi alıp bin kat naylona sarıp yerkürenin olabilecek en derinine gömmüş
Binlerce yatak dizilmiş yanyana
Binlerce varlık bağlanmış deri kayışlarla
Okyanusun en dibine gömülmüşler
Bütün boşluklarına nüfuz etmiş tuzlu su, nasıl konuşsunlar?
Moleküllerin bile etkileşmediği bir durgunluk, duyumsamazlık
Ağzımda aseton tadı bırakıyor
Kurgulanmış umutların binlerce plastik çöp ve bozulmuş bir elektrik süpürgesinin yüzdüğü, kanalizasyonların döküldüğü bir gölün üzerindeki yansımaya yüklendiği bir YALAN!
Dökülen kanalizasyonun yansımanın altında nefes almaya çalışan zehirlenmiş kurbağayı görmeye izin vermediği
Bin çeşit karakter ve fraksiyon
Hepside kurgulanmış
Artık rastgele filizlenmiyor tohumlar
Başkaldırmıyor kimse bu mücadeleye
Hepsi sisin bir parçası
Hayat adı altında kandırıldığımız dev bir prodüksiyon
Çirkin bir kumpas
Gözleri ışıldamıyor artık kimsenin
Hepimiz önceden kurgulanmış bir otomasyonun parçalarıyız
Çiçekler mi?
Fabrika var şimdi o arazide
Egzoz renginde iğrenç bir pus
Hepimizin etrafını sarmış
Yaşamı alıp götürüyor damarlarımızdan
Artık hissetmiyorum o sıcaklığı
Çünkü öldü
Geri gelmemek üzere kayboldu
Varlığının son zerresini zehirlenmiş hayvanlarda kaybetti
Şimdi karanlık bir taşra otobanının kaldırımına yapışmış bir erimiş plastik parçası herşey
Umutların tuzlu suda boğulduğu bir yankı
Birazda kimyasalla tabiki
Boşa giden ve ivmeli şekilde tükenen bir çığlık herşey
Koca kafalı yavrular
Ve gülümseyen insanların anılarıyla
Kanamakta olan ciğerlere verilebilecek tek şey anlamı öldüren ve yok eden bir yalan morfini
Kandırmacanın gerçeğe dönüştüğü yer burası
Gözlerini dikip sisin ortasına bir yalanın içinde olduğunu bilmek
Haykırmak ve tükenmek
Tükenmişlikle beslenen bu sis
Otogarlar ve çöplükler
Köprüler ve mezarlar
Ve bütün bunlara şahit dağlar
Hepsi beyaz ve kirli bir sisin parçası
Bu sisin kendisi bir robot bir sunilik ve bu sisin babası ölümdür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder