- Ne dediğini bilmiyorsun sen !
- Hayır ! Hayatımda ilk defa ne dediğimi çok iyi biliyorum ! İlk defa yaşıyor ve aynı zamanda ölüyorum! Gözlerim seni arıyor , bir mıknatısın öbür mıknatısı araması gibi , sabahın ilk ışıklarının denizdeki yansımasını kuru bir ağacın dallarının arasından izlemek gibi , bir hayvanın yaşam sevinciyle bir Norveçlinin ölüm istenci gibi !
- Bir çukura düşmüşsün sen ve hayatı o çukurdan ibaret sanıyorsun. Halbuki hayat o kadar tiyatral değil. Bir kaç saat sonra güneş doğacak , eve gideceksin , ekmekten bir parça koparıp ağzına atacaksın. Üstünü çıkarıp yatakta bir öküz gibi uyuyacaksın. Mutlu olabileceğini mi sanıyorsun !? Asla mutlu olamayacaksın!
- Mutlu olmayı isteyen kim realizmin melek yüzlü şeytan taklidi yapan meleği ! Sen bir Nastasya Fillippovna'sın , realizmle kendini şeytan yapmaya mahkum etmişsin , halbuki bir idealizim meleğisin. Bense asla bir Mişkin olamayacağım ama bir Rodion Romanoviç olabilirim.
( Bir süre denize bakıp düşündü ve devam etti )
Mutlu olup napacakmışım bir ahmak gibi yaşadıktan sonra ! Sabahın yedisinde , bok gibi bir mideyle traş olduktan sonra ! Renkleri göremedikten , üstümde gezinen küçük örümceklere üflemedikten , rüzgarda tüyleri dalgalanan bir karganın gözüne bakmadıktan sonra ! Şişman , hamile , siyah bir köpeğin pembe dilini görmedikten sonra ! Varsın mutluluk senin olsun , ben hayallerde dolu dolu yaşamaya razıyım ! Ama şunu unutma , beyazları giydiğimiz zaman , sen mutluluğu aramakla geçmiş mutsuz bir ömür yaşamış olacaksın. Ben ise mutluluğu aramak yerine bütün hisleri yaşayan , hemde tam anlamıyla yaşamış bir sanat parçası olacağım !
- Madem öyle , niye süslü püslü cümlelerle aşkını itiraf ediyorsun bana ?! Madem aramıyorsun mutluluğu , niye bana hislerini anlatarak mutlu olmayı delicesine istiyorsun ?! Yalancısın işte , kendini kandıran bir yalancı !
- Ben mutlu olmayı istemiyorum. Seni istiyorum ! Seninle sarı da , kahverengi de , beyaz da , yeşil de olmak istiyorum. Sen '' O '' sun çünkü. Bir Serdar Ortaç zımbırtısının yanındaki Beethoven senfonisisin. Çamurlu kıyının ilerisindeki açık denizsin , Rodion'un yaralı ve çılgın kalbine ulaşabilen Sonya olabilirsin.
- O romanları bende okudum , ve onları roman yapan şey ne biliyor musun ? Gerçek olmamaları ! Sen benim kendimi zehirlediğimi sanıyorsun ama zehirli olan ben değilim , Dünya ! Ve zehirin içine gırtlağıma kadar batmışken nasıl temiz olabilirim ? Senin gibi kendimi mi kandırayım ? Soyutlayayım mı kendimi ? Nasıl hayatta kalacağım peki ?
- Güneş nasıl hayatta kalıyorsa öyle kalacaksın , insan elinin değmediği tabiat her gün nasıl sanatını icra ediyorsa öyle kalacaksın. İçindeki kudretin farkında değilsin , istersen her şey olabilirsin , cehennemde bir melek , siyahta bir beyaz , zehirin içinde bir panzehir. Kendimi kandırdığımı mı sanıyorsun ? Kendini kandıran sizsiniz ! Dünyanın değişemeyeceğine inanmış olanlar ! Sadece müzik dinleyin , yanıldığınızı anlayacaksınız ; bahçedeki su birikintisinin içinde düşmüş bir karıncayı kurtarmak , bu bir devrimdir ! , Bu dünyayı değiştirmektir ! , Düşünmek ! Bu bir devrimdir ! , Devrimcileri düşün ! Hepsi dünyayı değiştirebileceğine inanıyordu ! Bugün onları mı hatırlıyoruz ve konuşuyoruz yoksa paradigmanın sıradan kum tanelerini mi ?
- Onların bir şey değiştirebildiğini mi sanıyorsun ! ( Gözünde bir damla yaş birikmişti ) Değiştirdilerse dünya niye bu halde ! Ben istemiyor muyum sanıyorsun kuşların kanatlarına tutunup gitmeyi ! Bir kar tanesi gibi özgürce süzülmeyi ! Hayatımı bir Rodionla paylaşmayı ! Ama korkuyorum anlasana ! ( Artık resmen ağlıyordu ) Gerçekliğin güneşi balmumu kanatlarımızı eritecek diye korkuyorum ! Sabah yedi hayallerimizi çalacak biliyorum , içimdeki şeytan Rodion'u yaralayacak biliyorum , hamlığın Rodion'u , yetişkinliğin Generali olacak biliyorum ! Nefret ediyorum bu dünyadan ! Bende sevebilmek istiyorum !
- Onların devrimleri paradigmayı değiştirmedi belki ama , güzel insanların kalplerine aşkın tohumlarını serptiler ! ( O da ağlamaya başlamıştı ) Onlar öğretti bize özgür olmayı ! Kafamızın içindeki zindanlardan çıkmayı ! Sen istemedikten sonra hiçbir şey seni korkutamaz , sen istersen bir melek olabilirsin , gerçekliğin griliğine kırmızı bir siktir çekebilirsin ! Şimdi hiçbir şeyden korkma ve elimi tut , müziği sende duyacaksın. Gel meleğim onlara bizi sindiremeyeceklerini ve aşkı öldüremeyeceklerini gösterelim ! Gel meleğim , gerekirse biz de ölelim ama aşkımızla öldükten sonra geri gelip Sith'lerin ağzını açık bırakan Obi Wan gibi gelelim. Gel meleğim gülerek yürüyelim ölüme , gel meleğim , biz de aşkın içinde eriyelim. Seni çok seviyorum meleğim ve sevgiye gidiyoruz...
El ele tutuşarak güneşe yürüdüler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder