Yola çıkıyorum
Özlemlerimi bitirmek ve yokluğunuzu görmek için
Güçten düştüğümü söyleyenler oldu
Onlara inanmıyorum
Deniyorum
Şimdi, yeniden
Karanlık en güzel kumaştan bir örtü
Çirkin olduğu söylenenler için
Denize gidiyorum
Nefretimi boğazlamak ve sevgimi doğurmak için
Kimse olmadığı kadar yalnız
Şimdi, yeniden
Ahşabın cilalısından bir ata bindim
Rüzgara inanıyorum
Derimden içeri işlemiş gizem
Merakım gökyüzünde asılı
Yıldızlarda yanıyor gerçek
Durduramazsın beni asla
Belirsizlik girdapları var zihnimin açıklarında
Zamanın dalgaları çarpıyor suratıma
Zincirli demir bile durduramaz bunu
Gökyüzü yanan köklerinden dökülüyor ufukta
Fırtınalardan kaçamazsın
Hiçbir halat tutamaz savrulan benliğimi
Bildiğim her şey alt üst oluyor
Yosunlu kayalarla birlikte yatıyor sağduyu
Tekrar söyle şarkını yabalı adam
Beni korkutamazsın, ben ölümlüyüm
Kavgadır benim kumum
Gün ışığı görmemiş yaratıklarına dizgin vururum
Gölgesi olmayan biri karanlıkta parlamaz
Ve paslanmaz hiç cilalanmamış demir
Sen de tahtınla birlikte gömüleceksin
Hiçbir yolculuk bitmez
Ardını doğurur her çürüyen et ve kemik
Gürültülü köpükten başka bir şey değilsin
Ateş doğunca şafaktan, ölmeye mahkum
Ve unutma dört bir yanına saçıldı ruhum
Lanetinim sonsuza kadar
Batıklardadır benim hikayem
Ne güven, ne huzur, ne sevgi
Bilemem görebilir miyim bir daha yapraklı kayaları
Gökyüzünün yeryüzünü yuttuğu yerde benim özgürlüğüm
Ahşap bir aslan boğuldu bugün
Güneşli günlerin çocukları için
Sözlerimi tuzla yuttum ciğerlerime
Benim özgürlüğüm okyanusta bitti
Şimdi, yeniden
02.25 20.08.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder