26 Aralık 2014 Cuma

Sis

Beyaz
Puslu ve kirli bir beyaz
Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şeyler bunlar
Sanki kanım kılcallarıma hiç uğramadan ana damarlarımda şöyle bir geziyor ve gidiyor
Ne rüyaya benziyor ne gerçeğe
Geçmiş hayatımının bir gölgesi veyahut yansıması gibi
Tatsız, kokusuz, cansız
Sevgisiz

Çekilip kenara mızmızlanamazsın
Veyahut ağlayamazsın
Az bir zamanı var olmaya ayıramazsın
Sis seni yutar ve kurgulanmış histerik kahkahalarla boğulursun
Burada şaşırmaya yer yoktur

Kalbimi hissetmiyorum
Nefreti bile hissetmiyorum
Hissetmiyorum
Sanki birisi kalbimi alıp bin kat naylona sarıp yerkürenin olabilecek en derinine gömmüş

Binlerce yatak dizilmiş yanyana
Binlerce varlık bağlanmış deri kayışlarla
Okyanusun en dibine gömülmüşler
Bütün boşluklarına nüfuz etmiş tuzlu su, nasıl konuşsunlar?

Moleküllerin bile etkileşmediği bir durgunluk, duyumsamazlık
Ağzımda aseton tadı bırakıyor

Kurgulanmış umutların binlerce plastik çöp ve bozulmuş bir elektrik süpürgesinin yüzdüğü, kanalizasyonların döküldüğü bir gölün üzerindeki yansımaya yüklendiği bir YALAN!
Dökülen kanalizasyonun yansımanın altında nefes almaya çalışan zehirlenmiş kurbağayı görmeye izin vermediği

Bin çeşit karakter ve fraksiyon
Hepside kurgulanmış
Artık rastgele filizlenmiyor tohumlar
Başkaldırmıyor kimse bu mücadeleye
Hepsi sisin bir parçası

Hayat adı altında kandırıldığımız dev bir prodüksiyon
Çirkin bir kumpas
Gözleri ışıldamıyor artık kimsenin
Hepimiz önceden kurgulanmış bir otomasyonun parçalarıyız
Çiçekler mi?
Fabrika var şimdi o arazide
Egzoz renginde iğrenç bir pus
Hepimizin etrafını sarmış
Yaşamı alıp götürüyor damarlarımızdan
Artık hissetmiyorum o sıcaklığı
Çünkü öldü
Geri gelmemek üzere kayboldu
Varlığının son zerresini zehirlenmiş hayvanlarda kaybetti

Şimdi karanlık bir taşra otobanının kaldırımına yapışmış bir erimiş plastik parçası herşey
Umutların tuzlu suda boğulduğu bir yankı
Birazda kimyasalla tabiki

Boşa giden ve ivmeli şekilde tükenen bir çığlık herşey
Koca kafalı yavrular
Ve gülümseyen insanların anılarıyla
Kanamakta olan ciğerlere verilebilecek tek şey anlamı öldüren ve yok eden bir yalan morfini
Kandırmacanın gerçeğe dönüştüğü yer burası
Gözlerini dikip sisin ortasına bir yalanın içinde olduğunu bilmek
Haykırmak ve tükenmek
Tükenmişlikle beslenen bu sis
Otogarlar ve çöplükler
Köprüler ve mezarlar
Ve bütün bunlara şahit dağlar
Hepsi beyaz ve kirli bir sisin parçası
Bu sisin kendisi bir robot bir sunilik ve bu sisin babası ölümdür

Bu sis bütün hakların ve güzelliklerin kuru bir ekmek parçasına dönüştürüldüğü yerdir



4 Aralık 2014 Perşembe

Gözler

Herşey kapkaranlıkken gördüğüm tek şey o gözlerdi.
Evet diyeceksiniz ki sen gözlere takılı kalmış klişeci bir aptalsın.
EVET ÖYLEYİM.
Ama kardeşler o gözleri size anlatmama izin verin.
Siz hiç boşlukta hissettiniz mi bilmiyorum
Ben hissettim.
O gözlere baktığım an boşlukta hissetmek ne  demek, boşluğun kendisi oluyorum.

Yok oluyorum.

O gözler ki içimi neşeyle doldurabilen tek çift şey ve bana sevgiyi hatırlatan
Ellerini öpmek istiyorum gözlerine bakarken
Yeryüzünde var olmuş bütün her şeyden daha güzel hisleri uyandırıyor bunlar bende
Siyah beyaz bir akşamda siyah beyaz gözlerle bakıyorum dünyaya
Hayır ölmüyorum, solumaya yemek yemeye falan devam ediyorum. Hatta zamanı gelince çoşkulu bir şekilde iş falan da yapıyorum

Sonra gece oluyor
Bütün renkleriyle yalancılar köşelerine gidiyor uyumaya
Ve benim aklımda tek bir şey var sadece tek bir şey

Bir çift göz

Sadece bu ve buna ilintili şeyler

EVET geceye de takılmışım

Ama görmeniz lazım kardeşler, bilmeniz lazım
Çılgın bir şekilde şaka gibi
Bir madde düşünün o kadar sağlam ki öyle güzel örülmüş ki hiçbir şey onu delip geçemez
Bir çift göz
Paramparça ediyor.
Bir dağın görebildiği gibi spektrumdaki her rengi paylaşmak istiyorum
Yüzünde bir tebessüm bırakmak
O GÖZLERDE BİR ÇİFT YAKAMOZ YAKMAK
Girdap gibi çekiliyorum
Çaresizim ve hayatımda ilk defa bu umurumda değil
Ölümden Yaşama kadar olan o iki zıt kutup arasındaki her şey olumlu geliyor o gözlere bakarken
Herşeyi hissetmekten uyuşmaya kadar olan bütün şeyler kabulum
Bütün çığlıklarım boşlukta kaybolsun veya yankılansın
UMURUMDA DEĞİL
Sadece bir kere daha baksın

EVET ulaşamıyorum ellerine
Hatta konuşamıyorum kulağına
Bazen cesurca atlıyorum uçurumdan, bazense korkakça kaçıyorum tehlikelerden
UMURUMDA DEĞİL
Sen bana bak, gül o gözlerinle
İşte umursadığım tek şey o
Bütün tabiat bütün canlılığıyla orada
Kainat gülümsüyor bana varlığıyla
Anlatamıyorum ki kardeşler
Şöyle düşünün
Hani o buz gibi bir kış günü vardır, kar falan çökmüş etrafa
Onun buz şafağında ciğerlerinizi yakarcasına bir soluk alırsınız
Ve birde serin bir yaz akşamı vardır
Sabaha karşı sahilde kafanız bi dünya
Denize dalarsınız
İşte onların ortak noktası çıkış noktası
Gözlerine gömülü
Öldürüyor beni kardeşler
Ve beni hayatta tutan tek şey
Ölüm gibi
Ölümden beter
Yaşam gibi
Yaşamdan güzel


İşte orası benim varlığımı kaybettiğim yer kardeşler