Kulağı çimlerin üzerinde olduğundan adımların çıkardığı silik hışırtıyı duydu,dönüp bakmadı görüntüdeki estetiği bozmamak için ama kalp atışları hızlanmıştı.Kalan zamanı da bitmek üzereydi.Kız geldi,yanına çöktü ama ayakkabılarını çıkarıp ayaklarını suya sokmadı her zaman yaptığı gibi.Aslında konuşmasına gerek yoktu bu hareketi bile az sonra olacakların özeti gibiydi ama kafada kurulmuştu bir kere bir sürü cümle arkasındaki öznel niyetler düşünülmeden.Bir süre sessiz sessiz oturdular.Onunda estetik kaygısı güttüğünü biliyordu çocuk her düşüncede yaşayan gibi oda yaşadığı çarpık dünyayı sanatsallaştırma peşindeydi.Sessizliği kız bozdu çocuk sigarasının son nefeslerini çekerken 'Ben' dedi,'Sözü fazla uzatmayacağım.' Bastırmaya çalıştığı heyecanı belli oluyordu,detaycıydı çocuk böyle şeyler gözünden kaçmazdı.''Beni çok kırdın,yaraladın ve bunların telafisi yok,artık bu ilişkiye devam edemem,kendine iyi bak,ne zaman yardıma ihtiyacın olursa senin için orada olacağım.'' dedi.Çocuk konuşmak istemedi,ne kadar hazırlıklı olsa da böğrüne saplanmıştı o bıçak.Kızda son bakışlarını atıyordu göle birazdan kalkıp gidecekti.Son bir kez kızın gözlerine bakmak istedi, o engin denizde son bir kez yüzmek.Utancını bastırıp dönüp baktı.Gururluydu,öfkesini de,acısını da,sevgisini de yansıtmadı o gözlere,ufak bir kayıtsızlık birazda bunalım koydu sadece,içindeki temayı görebilsin diye.Kız fazla uzatmadı,kalktı ve orta hızda adımlarla uzaklaştı.Bitmişti işte,sorgulamayı da bırakmıştı artık ilişkiyi,kurguya yatkın beyni çoğu zaman yanlış anlamlar yüklüyor,yanlış çıkarımlar yapıyordu.Ne yapmalıydı şimdi?Ruhsuz bir bedenle ne yapılabilirdi ki?Ruhunu geri kazanabilir miydi? ''Bağımlılık,nikotin bağımlılığı gibi bir şey,zaman toparlar'' diye düşündü kendiside öyle olmadığını bildiği halde.Küfür etti insan doğasına,ilişki oyunlarına,gidip ayaklarına kapanıp geri dönmesi için yalvarsaydı bu olmayacaktı ama hiç umursamadığını hissettirip,kıskandırsaydı geri dönebilirdi,tamamen algıladığının zıt reaksiyonunu veriyordu karşı taraf.Onun ne oyunlarla kaybedecek yılları vardı,ne de iyi bir yalancıydı.Ele verirdi yüzü onu.Kalktı koruluğa doğru yürüdü,yüksek ağaçların altından çıplak ayakla yürüyordu.Yeterince görkemli bir ağaç bulunca köklerinde parmağıyla küçük bir çukur açtı,cebinden evlenme teklifi etmek için aldığı yüzüğü çıkardı,gömdü.Hayallerini gömdüğü gibi,bilinen ama tamamen korunamamış bir mezar yaptı.Ağlamaya başladı,biliyordu şimdi iyi ağlarsa daha bir beş yıl ağlamazdı.Anılar gözünü kör etti,bunları nasıl görmezden gelecekti,nasıl bir anda yeni bir hayat,yeni hayaller kuracaktı.Şu an bildiği tek şey özgür ve mutsuz olduğuydu.''Bağımlılıklara da,alışkanlıklara da ihtiyacımız var,kusursuz değiliz biz.''diye düşündü.Artık yapacak bir şeyi kalmamıştı,kalanını da kaldıracak gücü yoktu,bir sigara yaktı koruluğun dibinde kendi yaptığı tahta kulübeye gitti.Plağa yaşadığı her şeyi özetlediğini düşündüğü şarkıyı takarken üçüncü sigarasını yakıyordu.Divanın altından silahını çıkardı,sildi,doldurdu,horozu kaldırdı,kalbine dayadı,bir yandanda dumanlanıyordu,heyecanlanmıştı şarkının sonu yaklaşıyordu,kemanlar prestiji verirken '' Ya şimdi,ya asla!'' dedi ve kolları iki yana düştü.Hava o gün kapalı ve ruh haline uygun olsaydı belki bu acıyı kaldırabilecekti ama havanın güneşli olması zıtlığını kaldıramamıştı.Sigarası hala elinde yanıyordu...
29 Ocak 2013 Salı
Bekleyiş Bunun Adı,Umursamadan Beklemek...
Gözlerini kıstı.Güneş tam önünde duruyordu sanki,bakışlarını indirdi ayaklarını soktuğu göle doğru.Uzaktan kuşların cıvıltıları duyuluyordu,tatlı bir ilkbahar günüydü.Beli ağrımıştı oturmaktan,kendini çimlerin üstüne bıraktı.Ah!Ne kadar tatlı bir duyguydu bu,serin berrak su ayaklarını serinletirken vücuduna yakıcı olmayan bir güneş vuruyordu,çimler sırtını okşuyor,hemen arkasındaki kavak ağacı üzerine belli belirsiz bir gölge bırakıyordu;ama bitecekti bunlar,birazdan gelip her şeyin bittiğini söyleyecekti,çevresinden aldığı bütün tadı kaçıracak ve bir daha alınmasını imkansız kılacaktı,kaybolacak bir tada son sarılış,son anda kıymet bilmekti bu,avucuna biraz toprak aldı,kokladı...Görüşleri idealizme çok yakın olmasına rağmen maddeden aldığı bu zevke şaşıyordu,tekrar gözden geçirince birazdan konuşma bittikten sonra maddeden de zevk alamayacağını hatırlayıp zevkinin yine ideaya bağlı olduğunu fark etti.Kahretsin!Bir kerede haklı çıkmasaydı,bir kerede olsa zevk onu bulsaydı,idealar yanılsaydı ama olmadı.Tükenmişti,aynı oyunu bir kere daha oynamayacak,küllerinden yeniden doğmayacaktı,her doğuşunda benliğinden uzaklaşıyordu,bir kere daha yaparsa kendinden geriye hiçbir şey kalmayacaktı.Varlığının acısını hissetti,yok olmayı diledi o an,bir sigara çıkardı ve yaktı.Sigaranın ona yetmesini diledi,keşke sadece sigarayla yaşayabilseydi.O an ne hissettiğini anlayamadı,hissin bir adı yoktu,kelime karşılı olsa 'Araf ' olurdu herhalde.Hiçbir şeyin yetmediği,hiçbir ümit olmayan,gri tonlarında bir histi bu.Hayata dair bir umudu kalmamıştı,hayır nankörlük etmiyordu,cevap bulamıyordu,kesin doğruları olmayan bu hayatta varoluşçuluğa doğru kayıyordu,anlamsızdı her şey sanki,bulduğu her anlam ağır yaralarla terk etmişti arenayı.Belki anlamlardan bazıları mutlaktı ama bunu asla bilemeyecekti çünkü çoğu düşüncesi taraflıydı,acılar tarafından itilmişti.
Kulağı çimlerin üzerinde olduğundan adımların çıkardığı silik hışırtıyı duydu,dönüp bakmadı görüntüdeki estetiği bozmamak için ama kalp atışları hızlanmıştı.Kalan zamanı da bitmek üzereydi.Kız geldi,yanına çöktü ama ayakkabılarını çıkarıp ayaklarını suya sokmadı her zaman yaptığı gibi.Aslında konuşmasına gerek yoktu bu hareketi bile az sonra olacakların özeti gibiydi ama kafada kurulmuştu bir kere bir sürü cümle arkasındaki öznel niyetler düşünülmeden.Bir süre sessiz sessiz oturdular.Onunda estetik kaygısı güttüğünü biliyordu çocuk her düşüncede yaşayan gibi oda yaşadığı çarpık dünyayı sanatsallaştırma peşindeydi.Sessizliği kız bozdu çocuk sigarasının son nefeslerini çekerken 'Ben' dedi,'Sözü fazla uzatmayacağım.' Bastırmaya çalıştığı heyecanı belli oluyordu,detaycıydı çocuk böyle şeyler gözünden kaçmazdı.''Beni çok kırdın,yaraladın ve bunların telafisi yok,artık bu ilişkiye devam edemem,kendine iyi bak,ne zaman yardıma ihtiyacın olursa senin için orada olacağım.'' dedi.Çocuk konuşmak istemedi,ne kadar hazırlıklı olsa da böğrüne saplanmıştı o bıçak.Kızda son bakışlarını atıyordu göle birazdan kalkıp gidecekti.Son bir kez kızın gözlerine bakmak istedi, o engin denizde son bir kez yüzmek.Utancını bastırıp dönüp baktı.Gururluydu,öfkesini de,acısını da,sevgisini de yansıtmadı o gözlere,ufak bir kayıtsızlık birazda bunalım koydu sadece,içindeki temayı görebilsin diye.Kız fazla uzatmadı,kalktı ve orta hızda adımlarla uzaklaştı.Bitmişti işte,sorgulamayı da bırakmıştı artık ilişkiyi,kurguya yatkın beyni çoğu zaman yanlış anlamlar yüklüyor,yanlış çıkarımlar yapıyordu.Ne yapmalıydı şimdi?Ruhsuz bir bedenle ne yapılabilirdi ki?Ruhunu geri kazanabilir miydi? ''Bağımlılık,nikotin bağımlılığı gibi bir şey,zaman toparlar'' diye düşündü kendiside öyle olmadığını bildiği halde.Küfür etti insan doğasına,ilişki oyunlarına,gidip ayaklarına kapanıp geri dönmesi için yalvarsaydı bu olmayacaktı ama hiç umursamadığını hissettirip,kıskandırsaydı geri dönebilirdi,tamamen algıladığının zıt reaksiyonunu veriyordu karşı taraf.Onun ne oyunlarla kaybedecek yılları vardı,ne de iyi bir yalancıydı.Ele verirdi yüzü onu.Kalktı koruluğa doğru yürüdü,yüksek ağaçların altından çıplak ayakla yürüyordu.Yeterince görkemli bir ağaç bulunca köklerinde parmağıyla küçük bir çukur açtı,cebinden evlenme teklifi etmek için aldığı yüzüğü çıkardı,gömdü.Hayallerini gömdüğü gibi,bilinen ama tamamen korunamamış bir mezar yaptı.Ağlamaya başladı,biliyordu şimdi iyi ağlarsa daha bir beş yıl ağlamazdı.Anılar gözünü kör etti,bunları nasıl görmezden gelecekti,nasıl bir anda yeni bir hayat,yeni hayaller kuracaktı.Şu an bildiği tek şey özgür ve mutsuz olduğuydu.''Bağımlılıklara da,alışkanlıklara da ihtiyacımız var,kusursuz değiliz biz.''diye düşündü.Artık yapacak bir şeyi kalmamıştı,kalanını da kaldıracak gücü yoktu,bir sigara yaktı koruluğun dibinde kendi yaptığı tahta kulübeye gitti.Plağa yaşadığı her şeyi özetlediğini düşündüğü şarkıyı takarken üçüncü sigarasını yakıyordu.Divanın altından silahını çıkardı,sildi,doldurdu,horozu kaldırdı,kalbine dayadı,bir yandanda dumanlanıyordu,heyecanlanmıştı şarkının sonu yaklaşıyordu,kemanlar prestiji verirken '' Ya şimdi,ya asla!'' dedi ve kolları iki yana düştü.Hava o gün kapalı ve ruh haline uygun olsaydı belki bu acıyı kaldırabilecekti ama havanın güneşli olması zıtlığını kaldıramamıştı.Sigarası hala elinde yanıyordu...
Kulağı çimlerin üzerinde olduğundan adımların çıkardığı silik hışırtıyı duydu,dönüp bakmadı görüntüdeki estetiği bozmamak için ama kalp atışları hızlanmıştı.Kalan zamanı da bitmek üzereydi.Kız geldi,yanına çöktü ama ayakkabılarını çıkarıp ayaklarını suya sokmadı her zaman yaptığı gibi.Aslında konuşmasına gerek yoktu bu hareketi bile az sonra olacakların özeti gibiydi ama kafada kurulmuştu bir kere bir sürü cümle arkasındaki öznel niyetler düşünülmeden.Bir süre sessiz sessiz oturdular.Onunda estetik kaygısı güttüğünü biliyordu çocuk her düşüncede yaşayan gibi oda yaşadığı çarpık dünyayı sanatsallaştırma peşindeydi.Sessizliği kız bozdu çocuk sigarasının son nefeslerini çekerken 'Ben' dedi,'Sözü fazla uzatmayacağım.' Bastırmaya çalıştığı heyecanı belli oluyordu,detaycıydı çocuk böyle şeyler gözünden kaçmazdı.''Beni çok kırdın,yaraladın ve bunların telafisi yok,artık bu ilişkiye devam edemem,kendine iyi bak,ne zaman yardıma ihtiyacın olursa senin için orada olacağım.'' dedi.Çocuk konuşmak istemedi,ne kadar hazırlıklı olsa da böğrüne saplanmıştı o bıçak.Kızda son bakışlarını atıyordu göle birazdan kalkıp gidecekti.Son bir kez kızın gözlerine bakmak istedi, o engin denizde son bir kez yüzmek.Utancını bastırıp dönüp baktı.Gururluydu,öfkesini de,acısını da,sevgisini de yansıtmadı o gözlere,ufak bir kayıtsızlık birazda bunalım koydu sadece,içindeki temayı görebilsin diye.Kız fazla uzatmadı,kalktı ve orta hızda adımlarla uzaklaştı.Bitmişti işte,sorgulamayı da bırakmıştı artık ilişkiyi,kurguya yatkın beyni çoğu zaman yanlış anlamlar yüklüyor,yanlış çıkarımlar yapıyordu.Ne yapmalıydı şimdi?Ruhsuz bir bedenle ne yapılabilirdi ki?Ruhunu geri kazanabilir miydi? ''Bağımlılık,nikotin bağımlılığı gibi bir şey,zaman toparlar'' diye düşündü kendiside öyle olmadığını bildiği halde.Küfür etti insan doğasına,ilişki oyunlarına,gidip ayaklarına kapanıp geri dönmesi için yalvarsaydı bu olmayacaktı ama hiç umursamadığını hissettirip,kıskandırsaydı geri dönebilirdi,tamamen algıladığının zıt reaksiyonunu veriyordu karşı taraf.Onun ne oyunlarla kaybedecek yılları vardı,ne de iyi bir yalancıydı.Ele verirdi yüzü onu.Kalktı koruluğa doğru yürüdü,yüksek ağaçların altından çıplak ayakla yürüyordu.Yeterince görkemli bir ağaç bulunca köklerinde parmağıyla küçük bir çukur açtı,cebinden evlenme teklifi etmek için aldığı yüzüğü çıkardı,gömdü.Hayallerini gömdüğü gibi,bilinen ama tamamen korunamamış bir mezar yaptı.Ağlamaya başladı,biliyordu şimdi iyi ağlarsa daha bir beş yıl ağlamazdı.Anılar gözünü kör etti,bunları nasıl görmezden gelecekti,nasıl bir anda yeni bir hayat,yeni hayaller kuracaktı.Şu an bildiği tek şey özgür ve mutsuz olduğuydu.''Bağımlılıklara da,alışkanlıklara da ihtiyacımız var,kusursuz değiliz biz.''diye düşündü.Artık yapacak bir şeyi kalmamıştı,kalanını da kaldıracak gücü yoktu,bir sigara yaktı koruluğun dibinde kendi yaptığı tahta kulübeye gitti.Plağa yaşadığı her şeyi özetlediğini düşündüğü şarkıyı takarken üçüncü sigarasını yakıyordu.Divanın altından silahını çıkardı,sildi,doldurdu,horozu kaldırdı,kalbine dayadı,bir yandanda dumanlanıyordu,heyecanlanmıştı şarkının sonu yaklaşıyordu,kemanlar prestiji verirken '' Ya şimdi,ya asla!'' dedi ve kolları iki yana düştü.Hava o gün kapalı ve ruh haline uygun olsaydı belki bu acıyı kaldırabilecekti ama havanın güneşli olması zıtlığını kaldıramamıştı.Sigarası hala elinde yanıyordu...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder