13 Eylül 2015 Pazar

Korkak (Çekindiğin her şey seni yönetir)

- Seninle konuşmak istedim
- Neden ? Konuşacak ne kaldı ki ?
- Olayları dramatize ediyorsun, hayatımı sana göre yaşayamam ki.
- Bana göre yaşamanı istememiştim, kendine göre yaşamanı istemiştim, topluma göre değil.
- Benim seçimlerimi yargılayabileceğini mi sanıyorsun, sen daha seçimlerini yapmamış birisin.
- Benim seçimlerimi anlayabilmen için ağzına tıkılmış paraları tükürmen lazım.
- Asla büyümeyeceksin, hayal dünyasında yaşayan mızmız bir çocuk olarak kalacaksın.
- Siktir git.
- Beyins-
- SİKTİR GİT!

- Seninle konuşmak istedim
- Konuşalım
- Sana anlatmak istedim ama nasıl anlatacağımı bilemedim.
- Siktir git.

- Seninle konuşmak istedim
- Buyur konuş
- Bu mektubun sende kalmasını istiyorum. Çok güzeldi.
 ( Mektubu yırtar )
- Siktir git.
- Ned-
- SİKTİR GİT!

- Seninle konuşmak istedim.
- Siktir git, bir daha karşıma çıkma.

 Ne yaparsa yapsın içinde yanan siktir git ateşini söndüremiyordu. Bazı durumlar sadece tek şekilde bitebilir. Değişimin kaçınılmaz ve belirlenemez zincirlerindeki bu belirlenebilirlik şaşırtıcı olduğu kadar ürperticidir de. Yöresel kıyafetlerini giyen bir insanı '' Teröre yardım etmek ve teröristleri desteklemek '' veyahut bizzat '' Terörist '' olarak görüp, onu linç etmeyi, Atatürk büstü öptürmeyi, ve öldürmeyi meşru gören insanların, ölen çocuklarını ve annelerini buzlukta ve tavukçuda saklamak zorunda kalan, çöpten ekmeğini çıkaran yetmiş beş yaşındaki bir insanın sokağın ortasında vurulmasını kabul etmeleri gereken ve bu insanın cesedini oradan alıp gömemeyen, okullarının önüne bomba koyulan, saklanan bombalar yüzünden çocuklarının uzuvları kopan, arabayla üzerilerinden geçilen, yakılan, boğazından bıçaklanan, kundaktaki bebekleri ölen, ve sonsuza kadar saymaya devam edebileceğimiz katliama maruz kalmış ve kalan insanların eline silah alıp savaşmasını vatana ihanet ve terör olarak görmeleri kadar şaşırtıcı ve ürpertici. Ölüm, katliam ve vahşet hayatının gerçekleri haline gelmiş insanların iradesinin ve sevgisinin yanında, kendilerine toplumdan enjekte edilmiş faşizmi ağızlarından köpükler saça saça dışarı vuran ve bundan keyif alan insanların şuursuzlukları, rüzgarda uçuşan çöp poşetleri gibi dağılıp gidecektir. İşin ucu kendi yaşam tarzlarına ve biçimlerine dokunduğu zaman polisi iktidarın köpeği, medyayı yavşak ve yalaka gören, bütün bunların koltuklarını kaybetmekten korkan kodamanlar yüzünden olduğunu söyleyenler, iş kendi fetişist, nekrofili, etnik hastalıklarına geldiği zaman hükümeti, polisi ve medyayı, bizzat devleti dayanak almaları, dayanak aldıkları devlet gibi kokuştuklarını gösteriyor. Cenazeler üstünden rant yapan, koltuğunu ve kirli ellerini gencecik insanların tabutlarının üstüne koymaktan zerre çekinmeyen, bu insanların yakınlarına hakaret eden, cezalandırmaktan gocunmayan iblislerin söylemlerini ve yalanlarını paylaşmaları ve planlarına yardımcı olmaları da mide bulandırıcıdır. Ama bütün bu ivmelenen ölüm çukuruna ve ölüm severliğe rağmen yaşam kazanacak. Çünkü ölümü korku besler, yaşamı ise sevgi. Korkan insan eylem yapabilme ve değiştirme kabiliyetinden yoksundur, bütün değişimleri ve hakiki güzellikleri ise seven insanlar yaratmıştır. Bu yüzden korku yok olmaya, ölmeye mahkumdur. Varlığın ve tarihin sonsuz değişim çarklarında sadece sevgi var olabilir, ve etkileyebilir. Bu yüzden her zaman kazanır ve kazanacaktır.

Barış kaçınılmazdır

Bütün korkanlar, saklanın klavyelerinize, bıçaklarınıza, silahlarınıza, bombalarınıza, bankalarınıza, sıfatlarınıza, devletlerinize ve pisliğinize.

İşte bütün bunlardan dolayı siktirip gitmelisin.



Mermerin soğuğunu ancak ucuz lastik ayakkabılar çeker
Sindirir
Silindirden kibir kuleleri
Altında boynu bükük çamlar, çınarlar
Gökyüzü burnunu çekmiş yukarı
İğrenç bir kokudan tiksinmiş sanki

Ve biz
Olanca olamayan varlığıyla, ördek bağırtıları gibi kesik ve ani deniyoruz
Yaşamayı
Sevmeyi
Boğulmamayı

Gasp edilmiş düşlerimize ulaşmaya çalışıyoruz
Ayağına beton dökülüp çamura atılmış özümüzü
Çıkarabilirsek bunu
Köpeklerin süt ve çürük dişinden
Koca kafalarından çıkartacağız

Dayanışmanın ve inanmanın yayvan huzuru kaplasa da bedenimizi
Ruhlarımıza vurulan prangalar zor ve çetin
Fakat gökyüzü kızgın ve güler yüzlü

Yağmur yağacak

BORAN YAKINDIR!