Tekrar uyandığında bir ormandaydı.Orman bir tepenin üstünde bulunmaktaydı ve tepenin dibinde bir göl başlıyordu.Ağaçların arasından göle baktı.Bu sefer de parlaklıklar vardı ama olması gerektiği gibiydi,samimiydi kimi yerler karanlık kimi yerler parlaktı.Doğruldu ve nefes aldı,evet olması gereken koku buydu samimiyetsiz parfüm kokuları değil.Doğanın ruhunun sesini işitti bir anda kulaklarında,her yerden geliyordu bu ses,topraktan,ağaçlardan,havadan ve gölden.
‘’Aradığın sevgiyi gölde bulacaksın Rakkaus,gölün ortasındaki siyah bölgeye git ve dal,aradığın samimi sevgi seni orada bekliyor’’
Kalbi hızlandı,bu gerçek olamazdı,bu kadar kolay mıydı ulaşması? Koşmaya başladı ağaçların arasından,kendini hiç bu kadar mutlu hissetmemişti,koştu koştu gölün kenarına gelince hiç duraklamadan direk göle atladı ve yüzmeye başladı siyah bölgeye doğru,elinden geldiğince hızlı yüzüyordu ve daldı.
Siyah bölgede bir su altı yamacı vardı ve yamacın sonunda büyük bir kemer gözüküyordu.İlerledi ve suyun altında nefes alabildiğini fark etti.Dibe ulaşmak için çaba harcamasına da gerek kalmamıştı bir süre sonra,kendiliğinden batıyordu.Kum zeminde biraz yürüdü ve kemerin önüne geldi.Kemerde büyük harflerle ‘’LETHE’’ yazıyordu.Bir yerden çıkaracaktı bu kelimeyi ama o an hatırlayamadı.Kapının önünde mavimsi bir su meleği beklemekteydi.
‘’Merhaba’’ dedi Rakkaus.
‘’Merhaba,hoş geldin Rakkaus.’’
Sesi muhteşemdi,sonsuza kadar sadece bu sesi dinlemek istedi.
‘’ Hoş bulduk,girebilir miyim içeri? ‘’
‘’ Tabiki girebilirsin ama girmeden önce seni bir konuda uyarmam lazım Rakkaus,burası Lethe’dir yani Unutma Nehiri.Buraya girdikten sonra bir daha sen olmayacaksın,her mükemmellik gibi sevgiye karışacaksın ama seninle ilgili hiçbir şey var olmayacak,sadece sevginin bir parçası olacaksın. ‘’
Şimdi hatırlamıştı Lethe’yi mitolojiden.
‘’ Sevginin bir parçası olmak anlamlı mıdır peki ? ‘’
‘’ Sevgi ne kadar anlamlıysa o kadar anlamlıdır Rakkaus. ‘’
Yok olmaktan korkmuyordu,zaten var olmaktan bir keyif almıyordu ama anlamsız da olmak istemiyordu,beyazın içindeki siyah,siyahın içindeki beyazdı o ömrü boyunca bunu seçmişti,kibirle yaklaşmıyordu sadece farklı olanın farklı olmayana bir şeyler verebileceğine inanıyordu,bu yüzden buraya giremezdi,tabiatına tersti.
‘’ Ben unutmasam olmaz mı? Unutmadan mutlu olamaz mıyım ? ‘’
‘’ Farkındalık acı demektir Rakkaus,ne yazık ki olamazsın. ’’
‘’ Asla mutlu olamayacağım yani ’’
‘’ Ne yazık ki Rakkaus sen sen olduğun sürece asla mutlu olamayacaksın,mutlulukla aranda duygulardan bir duvar var. ‘’
'' Sonsuz sevgi dolu bir güzelliğe aşık olacak mıyım peki ? ''
'' Belki olursun belki olmazsın bunu bilemem ama olsan bile aranızda hep bir engel olacak,senin kaderin mutsuz olmak Rakkaus ''
‘’ Güle güle o zaman,kendine iyi bak melek ‘’
‘’ Görüşürüz Rakkaus,elbet bir gün geri geleceksin zaten ‘’
Gözleri açıldı,etrafında bir sürü garip kıyafetli insan ve parlaklık vardı.
‘’Efendim iyi misiniz? ’’
Güçlükle ağzını açtı.
‘’Efendinin amına koyayım ‘’